Gökhan SIR 151820063012 ESOGU
  Şubat Ayı Ekonomi Haberleri
 

 

ABD'de işsizlik korkusu borsaları çökertti

ABD'de işsizlik başvurularının 375 bin ile beklentilerin üstünde gelmesi, yine ABD'de tüketici harcamalarındaki artışın yüzde 0.2 ile son 15 yılın en zayıf oranı olması, Euro Bölgesi'nde enflasyonun yüzde 3.2'yle tarihinin en yüksek seviyesine ulaşması ve bono sigortası kuruluşlarıyla ilgili kaygılar piyasalardaki tedirginliği artırdı.
İstanbul Borsası yüzde 3.63, Avrupa borsaları ise yüzde 2'leri aşan oranlarda değer kaybetti. FED'in beklenen faiz indiriminin ise piyasalar üzerinde bir etkisi olmadı.
İMKB'de kayıpların diğer ülkelerden fazla olmasının cari açık ve türban gibi iç meselelerden kaynaklandığı ifade edildi.
Tarım dışı istihdam verileri
Piyasalar, bugün de ABD'deki tarım dışı istihdam verilerini bekliyor. Piyasaların ABD ekonomisinin kötüye gittiğine inandığını belirten A Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Murat Salar şöyle konuştu:
"İşsizlik başvuruları ABD'de resesyon kaygılarını arttırdı. FED faiz indirdi. Şu anda sorun likidite sıkıntısından makroekonomik sıkıntıya kayıyor. Faiz indirimi likidite sıkıntısı olduğunda çaredir. Makroekonomik bir sorun varsa, faiz indirimi çözüm olmayacaktır." 2003'ten beri devam eden pozitif trendin sonuna gelindiğini belirten Salar, "Türkiye'de de daha mütevazı büyüme rakamlarına hazırlıklı olmalıyız" dedi.
Güne 1.1630 YTL'den başlayan dolar ise 1.1785 YTL'den kapandı.
 
S&P: Krizin zararı 265 milyar dolar
EKONOMİ SERVİSİ

Kredi derecelendirme kuruluşu Standard &Poor's (S&P), finans kuruluşlarının mortgage krizinden kaynaklanan toplam zararının 265 milyar doların üzerine çıkacağını öngördü. S&P'den yapılan açıklamada, büyük ABD bankalarındaki sorunun yerel bankaları da etkileyeceğini ve bazı Avrupa bankalarının subprime faaliyetlerinden doğan zararları yukarı revize edeceklerini ifade etti.
S&P, toplam değeri 270 milyar doları bulan mortgage'a dayalı menkul kıymetin notunu indirdiğini, toplamı 264 milyar doları bulan bir grup CDO'yu da (kredi, bono ve türev senetlerini bir paket altında birleştiren menkul kıymetler) olası bir not indirimi için izlemeye aldığını açıkladı.
 
Vodafone Türkiye abonede 16 milyonu aştı
EKONOMİ SERVİSİ

Cep telefonu operatörü Vodafone, 2007 yılının son üç ayına ilişkin rakamlarını açıkladı. İlgili dönemde 9.2 milyar sterlin'lik gelire ulaşan şirket böylece bu alanda yüzde 15.8'lik büyüme kaydetmiş oldu.
Türkiye'de ise 2007'nin son çeyreğinde kazanılan 400 bin yeni aboneyle birlikte toplam 16 milyon 116 bin rakamına ulaşıldı. 2007 ciro rakamı ise Türkiye'de 2.6 milyar YTL oldu. Bir önceki yılın aynı döneminde 800 bine yakın abone kaydedildiği belirtilen açıklamada faturalı hat abonelerininde de artış olduğu ifade edildi.
Buna göre yılın son üç ayında ön ödemeli hatlar yüzde 89.4'e gerilerken, yüzde 11.6 oranında da faturalı hat abonesine ulaşıldı.
'Büyümeye devam'
Hindistan ve Türkiye pazarlarındaki büyümenin şirketin ulaştığı rakamlarda önemli etkisinin olduğu kaydedilen Vodafone açıklamasında, ses gelirlerinin yanı sıra veri tarafından elde edilen gelirlerdeki yüzde 35'lik büyümeye de dikkat çekildi. Dünyanın önde gelen cep telefonu operatörlerinden biri olan Vodafone'un faaliyet gösterdiği ülkelerdeki toplam abone sayısının ise 252 milyona ulaştığı bildirdi.
Vodafone CEO'su Arun Sarin, 2007'nin üçüncü çeyreğinde açıklanan iyi rakamların yılın son çeyreğinde de devam ettiğini, ses ve veri tarafında önemli aşama kaydedildiğini, bu sayede toplamda abone sayısında 250 milyon sınırının aşıldığını söyledi.
 
Enflasyon 2008'e sürprizle başladı
Genel beklenti ocakta enflasyonun yüzde 1 civarında olacağı şeklindeyken TÜFE yüzde 0.8, ÜFE yüzde 0.42 olarak açıklandı. 2007'yi yüzde 8.39 ile kapatan yıllık TÜFE ise yüzde 8.17'ye geriledi


EKONOMİ SERVİSİ

Enflasyon yılın ilk ayında olumlu bir sürpriz yaparak, beklentilerin oldukça altında gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ocakta tüketici fiyatlarının yüzde 0.8, üretici fiyatlarının ise yüzde 0.42 arttığını açıkladı. Beklentiler ise sırasıyla yüzde 1.1 ve yüzde 1 şeklindeydi.
Merkez Bankası'nın (MB) daha önce açıkladığı gibi, enflasyondaki yükselişin 0.65 puanlık kısmı elektrik fiyatlarındaki artıştan kaynaklanırken, otel ve lokanta hizmetlerindeki KDV indirimi fiyatlara yansımadı. Böylece, yıllık enflasyon tüketici fiyat endeksinde (TÜFE) yüzde 8.17'ye, üretici fiyat endeksinde (ÜFE) ise yüzde 6.44'e geriledi. 12 aylık ortalamalara göre de TÜFE yüzde 8.61, ÜFE yüzde 6.08 oldu.


Eksi çıkacaktı ama...
TÜİK tarafından açıklanan özel kapsamlı fiyat göstergelerine (çekirdek enflasyon) göre enerji fiyatları hariç TÜFE'de artış yüzde 0.15 oldu. Bu da elektrik zammının enflasyonu MB Başkanı Durmuş Yılmaz'ın öngörülerine paralel olarak 0.65 puan yukarı çektiğini ortaya koydu. Bu arada elektrik ücretlerindeki artış söz konusu tüketim maddesini aynı zam şampiyonları arasında 3'üncü sıraya yerleştirdi. Özel kapsamlı fiyat göstergeleri arasında çekirdek enflasyon sayılan TÜFE göstergeleri geçen ay, mevsimlik ürünler hariç yüzde 1.56, işlenmemiş gıda ürünleri hariç yüzde 0.47 arttı.
İşlenmemiş gıda ürünleri ve enerji hariç TÜFE yüzde 0.39 düşüş gösterdi. Enerji ve alkollü içkiler ile tütün ürünleri hariç TÜFE yüzde 0.16, bu grubun yanı sıra fiyatı yönetilen/yönlendirilen ürünler ve dolaylı vergiler hariç TÜFE yüzde 0.07 artış gösterdi.
Bu sonuç, elektrik, gaz ve vergilere yapılan zam olmasaydı enflasyonun yüzde 0.07 çıkmış olacağını gösterdi. Söz konusu grup ile işlenmemiş gıda fiyatları hariç tutulduğunda TÜFE'de yüzde 0.59 düşüş görüldü. İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler, tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE yüzde 0.53 düşüş yaşadı.


Sezon sonu indirimleri
Endekste önemli ağırlığa sahip gıda ve ayakkabı fiyatlarındaki yüzde 10.22'lük düşüş ocak enflasyonuna damgasını vurdu. Ana harcama gruplarına göre bakıldığında, sezon indirimleriyle her yılın ilk ayında düşen giyim fiyatlarındaki düşüşün bu yıl önceki yıllara göre daha fazla olduğu görüldü.
2008 için TÜFE hedefi yüzde 4, belirsizlik aralığı da yüzde 2-6 arasında...

KDV indirimi etkili olmadı

KDV kesintisine karşın lokanta ve otel fiyatları yüzde 1 oranında arttı. Otel ve lokanta hizmetlerinde alkollü içkiler hariç ürünlerde KDV yüzde 18'den yüzde 8'e düşürülmüştü. Gıda ve alkolsüz içecek fiyatları da ocakta yüzde 1.83 arttı. Yenilenen sözleşmelerle mevsimsel olarak yılın ilk ayında artan konut fiyatları bu ocakta da yüzde 4.26 artarak fiyatı en çok artan harcama grubu oldu.

Tarımda havalar kötü

ÜFE'de ise tarım sektörü enflasyonu hava koşulları nedeniyle hızlı bir artış kaydederek yüzde 1.58'e ulaştı. Öte yandan enflasyon sanayide yalnızca 0.13 imalat sanayiinde ise yüzde 0.01 düzeyinde gerçekleşti. İmalat sanayiinde tütün, tekstil, giyim, deri, kağıt, petrol alt kalemlerindeki fiyatlarda düşüş kaydedildi. Elektrik-gaz-suda ise fiyatlar elektrik zammının etkisiyle yüzde 1.86 arttı.

3'te 1'inin fiyatı düştü

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre TÜFE kapsamında yer alan her üç maddeden yaklaşık olarak birinin fiyatı düştü. TÜFE'de ocak ayında endekste yer alan 454 maddeden, 65 maddenin ortalama fiyatında değişim olmazken, 249 maddenin fiyatında artış, 140 maddenin fiyatında ise düşüş gerçekleşti.
 
Yahoo kapışması!
Yahoo'yu almak isteyen Microsoft'un internette de tekel olacağını öne süren yeni ekonomi devi Google, Yahoo'ya işbirliği teklif etti


EKONOMİ SERVİSİ

Yeni ekonomi devi Google, geçen cuma günü Yahoo'yu almak için 44.6 milyar dolarlık teklif veren Microsoft'a sert çıktı. Microsoft'un yazılımda elinde bulundurduğu tekelci gücü internete taşımak istediği vurgulanan Google açıklamasında, bu satışın olmaması için yetkili makamlar adeta göreve çağrıldı.
Google'un hukuksal işlerden sorumlu Baş Danışmanı ve Başkan Yardımcısı David Drummond, yazılım devi Microsoft'un bu satın almayla internet ortamındaki yazılım tekelini derinleştirmeyi amaçladığını öne sürdü.
Drummond, yayımladığı açıklamada, Microsoft-Yahoo birleşmesinin 'internet ağı üzerindeki rekabeti yıpratacağını' savunarak, 'siyasal karar vericilere' bu birleşmeye karşı harekete geçme çağrısı yaptı.
Bu satıştan doğacak olan kazanımın Microsoft'a haksız bir üstünlük sağlayacağını ileri süren Drummond, birliktelikten doğacak yazılım avantajları ile rakip servislerin engellenebileceğini söyledi. Google'ın internette arama pazarında yüzde 62'lik payı var. Microsoft ve Yahoo ise pazarın yüzde 16'sını kontrol ediyor.
Sürpriz görüşme trafiği
Yapılan rekor teklifin ardından Yahoo yönetiminin vereceği karar piyasalarda merak konusu oldu. Gelir rakamları, yönetim takımı ve gelecek stratejileri bakımından zor günler yaşayan Yahoo'nun bu kez şirketin geleceği için teklife sıcak bakabileceği belirtiliyor. Ama piyasalarda başka alternatifler üzerinden de değerlendirmeler var.
ABD'de yeni ekonomi çevrelerinde konuşulanlara göre Yahoo'nun bu kez de Microsoft'un teklifine 'hayır' diyeceği hatta Google'la işbirliğine gitme ihtimali üzerinde çalışmalara başladığı bildiriliyor. Yahoo yönetimine yakın bir kaynak, şirket yönetiminin Microsoft'un teklifine bir alternatif yaratmak için Google ile aylar önce yaptığı görüşmeleri yeniden başlatmayı planladığını söyledi.
İki ayrı kaynak ise, Microsoft'un Yahoo'ya yaptığı hisse başına 31 dolarlık teklifin, şirketin değerinin altında olduğunun düşünüldüğünü belirtti.
 
İMKB, Asya borsalarıyla yüzde 2.85 değer kazandı
EKONOMİ SERVİSİ

Ocak ayı enflasyon verilerini bekleyen İstanbul Borsası, Citigroup'un Türk hisse senetlerinin tarihi olarak en düşük seviyede olduğunu açıklaması ve Asya borsalarının etkisiyle yüzde 2.85 oranında değer kazanarak 45 bin 719 seviyesinden günü tamamladı. Çin borsası hükümetin hisse fiyatlarındaki düşüşü durdurmak için adım atacağı yönündeki işaretlerle yüzde 8 prim yaptı.
Gün içinde yüzde 2'lere varan oranlarda değer kazanan Avrupa borsaları ise ABD'den gelen olumsuz haberlerle kazançlarının bir kısmını geri verdi.
ABD'den olumsuz haberler
ABD borsasındaki değer kaybı, petrol fiyatlarının düşmesi, ocak ayında işten çıkarmaların yüzde 19 artması, UBS'nin tüketici harcamaları düşmeden American Express hisselerinin, Merill Lynch'in ise Wells Fargo& Co ve Wachovia Corp. hisseleri için satış tavsiyesi vermesinden kaynaklandı.
ABD fabrika sipariş verilerinin yüzde 2.3, mal siparişlerinin ise yüzde 5 oranında gelmesi de moralleri bozdu.
Merkez Bankası'nın gösterge dolar kuru 1.1591/1.1647 YTL oldu. Bankalararası piyasada ise dolar 1.1645 YTL'den kapandı. Bu arada UBS ve BNP uzmanları, doların euro karşısında yüzde 9 oranında değer kazanmasını beklediklerini açıkladı.
Değerlendirmede şöyle denildi: "FED'in faiz indirimleri doların değer kaybını sona erdirecek. 2003'ten beri ilk defa yatırımcılar, borçlanma maliyetleri yerine alternatif büyüme beklentilerini dayanarak yatırım kararı veriyor."
 
Ereğli ihracatta 30 ili solladı
Konya'nın Ereğli ilçesi 52 milyon dolarlık tarım ürünü ihracatıyla 30 ili geride bıraktı. Koreliler ve Japonlardan sadece bu ilçede yetişen siyah havuca yüksek talep var


AHMET DESTİCİ

Konya'nın Ereğli ilçesi 2007'de 52 milyon dolarlık tarımsal ürün ihraç ederek 30 ili geride bıraktı. Bu başarının arkasında beyaz kiraz ve Ereğli'ye has siyah havuç var. 2007'de 10 bin ton beyaz kiraz üreten Ereğli, bu kirazların tamamını İtalya, Almanya, Fransa, İngiltere'ye ihraç etti.
Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Enver Bozkurt, siyah havuç üretiminin 80 bin tondan 100 bin tona çıkacağını belirterek "Dünyada sadece Ereğli'de yetişen siyah havucu Japonlar ve Koreliler alıyor. Koreli bir firma ilçemizde yatırım yapmayı planlıyor" dedi.
Havuç sanayide kullanılıyor
Siyah havuç gıda dışında organik boya yapımında kullanılıyor. 2007'de üretilen havucun 20 bin tonu gıda sektöründe kullanılırken 60 bin tonu ihraç edildi. Ereğli'de boya fabrikası bulunmadığı için küçük fabrikalar ürünleri işleyip boya yapılmak üzere yurtdışına gönderiyor. Siyah havucun kilogramı 200 ile 260 kuruş arasında değişiyor.
Ereğli İlçe Tarım Müdürü Özkan Özgüven "2007'de 6 bin 900 ton işlenmiş beyaz kiraz ihraç ettik. Bunun yanı sıra kırmızı taze kiraz ihracatı 850 ton civarında. Buna 650 ton civarında kiraz kompostosunu ilave edersek, sadece kirazdan elde edilen gelir 15 milyon dolara yaklaştı" dedi.
Özgüven 2007'de ilk kez elma da ihraç ettiklerini belirterek şunları söyledi: " Rusya ve Almanya 1500 ton elma aldı. Bunun yanında 32 milyon dolarlık meyve suyu konsantresi ve 2 milyon dolarlık meyve suyu gönderdik. "




Sırık domates de ilgi görüyor

Özkan Özgüven ilçede yetişen sırık domatesinin de ihracatın önemli bir kalemi oluğunu belirterek, "Sofralık sırık domatesimiz de yurt dışından talep görüyor. Farklı bir aromaya sahip sırık domatesimizden 2 bin ton ihraç ettik" dedi.
Babür Çelebi, Doğan Portal'ın CEO'su oldu

Babür Çelebi, Şubat 2008 tarihi itibarıyla Doğan Portal ve Elektronik Ticaret AŞ'nin CEO'su oldu.
Mesleki kariyerine 1984 yılında Unilever-Türkiye'de başlayan Çelebi, 17 yıllık Unilever kariyerinde birçok ulusal ve uluslararası görev üstlendi. 7 yıl süre ile Elida Kozmetik Genel Müdürlüğü yaptıktan sonra 2003'te Ülker Grubu'na geçen Çelebi, Reklamverenler Derneği, Reklam Öz Denetim Kurulu, IAA, TIAK, BIAK, IAB gibi kuruluşlarında yönetim kurulu üyeliği yapıyor.
Doğan Portal ve Elektronik Ticaret AŞ'de CEO görevini üstlenen Çelebi, D-Portal ve Elektronik Ticaret A.Ş. bünyesindeki tüm iştiraklerin kurumsal yapılandırılmaları, yönetimleri ve yeni yatırımların planlanması ve yürütülmesi konularında yönetim kuruluna bağlı olarak görev yapacak.
'Hızlı değişim'
Çelebi dünyadaki iletişimin hızla değiştiğini ve gelecekte portal ve elektronik ticaretin yaşamımızda çok önemli bir yer tutacağına inandığını belirtti. İnternet mecrasındaki zamanın, yaşam zamanımızdan çok daha hızlı olduğunu söyleyen Çelebi, bu hıza ayak uyduramayanların eleneceğini belirtti. Halen dünyada ve ülkemizde en hızlı büyüyen mecranın internet olduğunu söyleyen Çelebi, iki yıl içinde dünyadaki reklam yatırımlarının en az yüzde 10'unun internet aracılığıyla olacağını ifade etti.
Çelebi , dünyada ve ülkemizdeki bu değişim sırasında Doğan Online grubunun bu mecrada da lider olmayı hedeflediğini söyledi.
 
Boyada uluslararası ortaklık, Körfez'de üretim için yatırım
EKONOMİ KONUŞMALARI / İBRAHİM EKİNCİ

Türkiye'nin en köklü sanayi gruplarından Yaşar Holding'de patron koltuğunda kurucu Selçuk Yaşar'ın kızı Feyhan Yaşar Kalpaklıoğlu oturuyor. Selçuk Yaşar'ın diğer kızı İdil Yiğitbaşı Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yapıyor. Duayen sanayici Selçuk Yaşar'ın, 2004 yılında işleri çocuklarına devrederek 'onursal başkanlık' koltuğuna çekilmesinin üzerinden yaklaşık dört yıl geçti. Genç yönetim, işleri geliştirdi. Gündemlerinde yeni açılımlar, yeni projeler var.
Bunlardan ön önemli üçü şöyle: Boyada uluslararası bir ortaklık için görüşmeler yapıyorlar. Grubun boya firması DYO'ya global bir boya firmasının eşit payla ortaklığı için müzakereler sürüyor.
İkinci önemli proje grubun yüksek bir pazar payına sahip olduğu Körfez ülkelerinden birinde üretim amaçlı yatırım. Bu da büyük olasılıkla yerel bir ortak veya ortaklar grubu ile gerçekleştirilecek.
Diğer bir proje gayrimenkulle ilgili. Bornova'da gruba ait bazı üretim tesislerinin bulunduğu 200 dönümlük arazi üzerinde ticari nitelikli bir gayrimenkul projesi geliştiriliyor. Bununla ilgili duyurular yapılmış. Yaşar Grubu gayrimenkulu yeni bir iş kolu olarak düşünmüyor. Proje şimdilik sadece bu arsanın değerlendirilmesi ile sınırlı. Bunun için konuya hakim bir gayrimenkul şirketi aranıyor.
Belki bir proje değil ama grup için önemli bir başka gündem Yaşarbank için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) dava açılması... Feyhan Yaşar Kalpaklıoğlu, "Bu bizim itibar davamız" diyor. AİHM davayı kabul etmiş.
Feyhan Yaşar Kalpaklıoğlu ile Yaşar Grubu'nu konuştuk.

İnternet sitenizde grubun gerçekleştirdiği 'ilk'ler sıralanmış. Birçok ilk var orada. Peki yeni bir ilk var mı gündemde?
Sanayinin geliştiği dönemlerde ilkleri yapmak özel ve önemliydi. Türkiye'nin geldiği bu noktada Yaşar Topluluğu da farklı bir noktaya geldi. Global rekabetin arttığı bir dönemde ilkleri yapmak yenilik ve inovasyon oluyor artık. Belki ilk değil ama sürekli yenilikçilik önemli artık. Biz mesela en son organik sütü piyasaya verdik. Prebiyotik sütleri...
Onun dışında gıdada Türk tüketicisinin sağlıkla, güvenle yiyebileceği birçok ürünü arka arkaya piyasaya vererek birtakım ilkleri sürdürüyoruz. Balık ürünlerinde donuk ürünlerde... Bu konularda hep piyasada öncü olduk. Nanoteknolojinin Türkiye'ye tanıtımında DYO'nun üstlendiği rol önemli. Yüksek teknolojili bir ürünü Türk tüketicisine ve dünya tüketicisine sunduk. Nanonun dünyada da patentini aldık.
Bunun dışında tabi ki fırsatlar çıktıkça ülkemizin üretken ve sanayici bir grubu olma özelliğimizi sürdüreceğiz. Misyonumuzun başına sanayi kökenli olmak, üretken olmak, katma değer ve istihdam yaratmak var. Vergi konusunda duyarlıyız ve hep ülke ekonomisine yararlı bir topluluk olmak isteriz.

2006'da birçok şirket yabancılara satıldı. Sizin bazı teklifler aldığınız da konuşulmuştu... Geldi mi böyle somut, ciddi teklifler?
Bizim politikamız çok netti ve bunun çok sık da söylediğimiz için pek gelmedi. Gıdada halka açığız. Gıdada biz yabancı ortaklık düşünmediğimizi birçok kez söyledik. Çünkü marka ve know hov gücümüz böyle bir ortaklık gerektirmiyor. Ama başka yeni iş kollarında yerli ve yabancı ortaklıklara açığız. Ama mevcut işlerimizde böyle bir arayış içinde olmadığımnızı deklare ettik. Yeni iş kollarına girmek söz konusu olduğunda olabilir.
Boya grubunda bir dünya şirketi ile işbirliği için görüşmelerimiz devam ediyor. Büyük bir şirket. İsim açıklayamıyoruz şimdilik. Halka açık çünkü o şirketimiz. Boya, inşaat boyaları, metal boyaları konusunda birlikte çalışmak istiyoruz.
Dünyada da bir ekonomik daralma ve fonlarda bir durgunluk olduğu için 2008 senesi bu konuda biraz zor geçebilir. Belki bu süreç daha yavaş gidebilir.

Nasıl bir ortaklık düşünüyorsunuz? Oranlar kaç olacak?
Yüzde 50-50, eşit ortaklık planlıyoruz. Ortağın doğru seçimi önemli. Kurumsal kültürlerin uyuşması lazım.

2007'yi nasıl kapattınız?
İyi kapattık. Net 1.8 milyar YTL ciroyla kapattık. Büyüme yüzde 22 civarı oldu. Gıdada daha fazla büyüme gerçekleşti. İyi bir yıl geçirdik. Gıdada büyümemiz yüzde 26 oldu. 500 milyon dolara yakın dış ticaretimiz oldu. Bunun 350 milyon doları ithalattır, 150 milyon doları ihracat. Yem ve plastik hammadde ithalatımız var. Boya hammaddeleri konusunda.

2008 yılında yeni yatırımlar var mı? Yılı nasıl kapatmayı umuyorsunuz?
50 milyon dolarlık bir yeni yatırım yapacağız. 2008 için yüzde 17 büyüme koyduk. Kayıtdışından kaçış var. Tüketici bilinçleniyor. Kayıtlı bir şirketiz ve bu durum bizim büyümemize yansıyacak. Fakat karlar düşüyor. Biz de operasyonel verimlilik üzerinde çalışıyoruz. Bu konu, önümüzdeki beş yıl sürekli gündemimizde olacak. Yenileme yatırımları yapacağız. Peynirde, sütte, ambalaj makinelerinde. Yeni bir besi çiftliği projemiz var, Manisa - Beydere'de araziyi kiraladık. Boyada yatırımlarımız olacak. 2008 yılını yüzde 17 büyümeyle ve 2.1 milyar YTL ciroyla kapatmayı planlıyoruz. Su işinde elimizde üç kaynak (Hendek, Madran ve Isparta) var. Yeni hatlar olacak. Suda ikinci sıradayız.

Grup gelirlerinin sektörlere dağılımı nasıl?
Yüzde 65 gıdadır. Yüzde 25 boya. Kalan yüzde 10 diğer iş kollarının payıdır.

Yeni bir sektöre girme planı var. Grup mevcut iş kollarının dışına çıkmayı planlıyor mu?
Hayır, yeni iş alanlarına girmeyeceğiz. Gıdada büyüyeceğiz. Boyada bir uluslararası firma ile birlikte büyüyeceğiz. Boyada farklı, yüksek teknolojili ürünlerde büyümek istiyoruz. İnşaat ve dekoratik boyalar dediğimiz grupta.

Birçok grup şu sıralar enerji üzerinde duruyor.
Enerji işini düşünmüyoruz. Biz sanayide odaklanmak istiyoruz. Bir kojenerasyon tesisimiz var. Kendi ihtiyacımız için kurduk.

Peki gayrimenkul işi de son yıllarda çok ilgi çekti. Siz düşünmediniz mi?
Hayır. Öyle bir iş kolu haline getirme planımız yok. Sadece Bornova'da 200 dönümlük bir arazimiz var. Orada ticari gayrimenkul projesi üzerinde çalışıyoruz. Konuyu bilen bir yatırımcı ile planlamak istiyoruz. Şu anda tanıtım noktasındayız. Duyurusunu yaptık, projeyi açtığımızı duyurduk. Daha çok yeni. Önümüzdeki dönemde değerlendirmeleri olacak.

Sizin dışarIda da birkaç şirketiniz var. Almanya'da ve Rusya'da...
Almanya'daki şirketimiz Pınar markalı ürünler üretiyor ve dağıtıyor. Peynir ağırlıklı. Beş yıldır oradayız. Sucuk, sosis gibi ürünler de var. Daha çok etnik pazara hitap ediyor. Körfez'de de böyle bir yatırım düşünüyoruz. Fiyat rekabeti var çünkü. Bizde hayvancılık geri, yem fiyatları yüksek. Küçük çiftlik tipi üretim verimsiz. Süt ve et fiyatlarımız rekabetçi değil. Bölgeye Hindistan'dan Brezilya'dan ürün geliyor.
Bölgede üretim yapmak istiyoruz. Bahreyn veya Dubai olabilir. Oralara gitmek istiyoruz ama önce pazarda önemli bir büyüklük yakalamamız gerekiyor, projemiz var. Labne peynirde bölgede lideriz. Bölgede peynir tüketimi yüksek. Danimarkalı, Fransız önemli rakiplerimiz var. Katar çok yüksek kişi başına milli geliri olan bir ülke. Yeni bir Dubai doğuyor. Katar'dan çok etkilendim.
Bölgeye ihracat karlı olmaya devam ettiği sürece ihracatı seçtik ama artık süt fiyatları, kurlar bizi orada yatırıma zorluyor. Romanya, Mısır ve Rusya'da boya ile ilgili şirketlerimiz var. Gıda işinde Mısır'da faaliyetimiz var.

Körfez'deki yatırımı ortaklı mı olacak?
Evet, ortak arayışımız var. İki seçenek üzerinde duruyoruz. Bu konuda ilerleme sağladık. Orada önemli bayilerimiz var. İşbirliği içinde yapabiliriz.

Yeni ürünler var mı? Hindi nasıl gidiyor, kaz konusunu niye hiç düşünmediniz?
Hindi çok önemli bir ürün. Tüketicinin benimsemesi zaman alıyor. Belki daha fazla tanıtım gerekiyor. Büyük bir mutfak kültürümüz var. Et olarak satmak sanayicilik değil. Kaz konusunda bir araştırma yaptırabiliriz. Belki denemek lazım.

İstihdam kaç kişidir?
10 bin kişi çalışıyor grupta. Taşeronlarla birlikte sayı daha fazladır. Sezonluk değişimler oluyor. Mesela su işinde tüketimin zirve yaptığı dönemler oluyor. O zaman istihdam artıyor. Bizde ortalama kıdem 15 - 16 yıldır. DYO ve Pınar'da uzundur. İşyerlerimizde hep sendika oldu. Zaman zaman kavga da ettik ama hep uzlaştık sonunda. Uzlaşmadan daha büyük bir değer çıkacağını anladık. Çözümsüzlük strateji değil. Bunu sendikalar da işverenler de anlamış durumda.

Körfez'e ihracat konusunda maliyetlerden söz ettiniz... Birçok şirket aynı nedenle Çin'e gidiyor. Siz düşünmüyor musunuz?
Çin planlarımızda yok. Rakiplerimizin böyle yatırımları var. Hindistan'da süt işleri var. Çin çok hızlı gelişiyor ama tüketimleri çok düşük. ABD tüketim üstüne Çin tasarruf yapıyor.

Kaç şirket var grupta?
Sürekli değişiyor. Son dönemde işleri biraz yalınlaştırmaya, yakın iş kollarındaki şirketleri birleştirmeye, daha sade bilançolar elde etmeye çalışıyoruz. Verimlilik önemli. İddialı olmadığımız konuları sattık. Eskiden şirket sayısı övünme konusuydu. Şu anda 29 şirketimiz var. Bunların çoğu gıdadadır.

Yabancı ortaklık fazla yok grupta..
Bira işinde vardı, o işten çıktık biliyorsunuz. Şimdi otomotiv boyalarında BASF grubu ile ortaklığımız var.

Yaşarbank için AİHM'ye gittik, bizimki itibar davası

2001 krizinde Türkiye'de birçok banka, kasaları sahipleri tarafından boşaltıldığı için batık hale geldi. 20'den fazla bankaya TMSF el koydu. Sadece bir-iki bankada durum farklıydı. Bunlardan birisi de Yaşarbank'tı. Yaşar Grubu'na satıldıktan sonra ismi Yaşarbank olan eski Tütünbank'a, sahibi olan grup kasasını boşalttığı için değil, kriz şartlarında finansal durumu zora girdiği için el konuldu. Yaşar Grubu, kaynak bularak TMSF'ye bütün borçlarını kapattı. Ancak bu arada banka da elinden gitmiş oldu.
Grubun patronu Feyhan Kalpaklıoğlu'nun konuyu değerlendirmesinden ortaya şu çıkıyor: TMSF'ye ödenen kaynaklardan belki çok daha azı, o kriz günlerinde bankaya konulabilseydi, hem banka mali durumunu toparlayacak hem de grup bankasını kaybetmeyecekti. Banka elinden gittiği gibi bir de banka boşaltanlarla benzer bir muamele görmenin inciticiliği kaldı. Kalpaklıoğlu işte bunu ifade etmek için bir 'itibar davamız var' diyor. Yaşarbank'la ilgili soruya şöyle karşılık verdi:
"Banka konusu içimize sinmedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gittik. İtibarımız açısından bunu gerekli gördük. Dava kabul edildi. İş ortaklarımız ve müşterilerimiz açısından gerekli gördük. Bugün de dünyada bankacılık krizi var. Çözümlerin ne olduğu biliniyor. Bizde mülkiyete el koyma oldu. Rehabilite edilebilecek bir bankaydı. Biz grup olarak ciddi kaynaklar koyduk. Ama sorunu biz tek başımıza çözemezdik çünkü sorun sistemle ilgiliydi. Kanunlar geç çıktı. Neticede hukuki haklarımızı istiyoruz. Danıştay'a gitmiştik, iç hukuk yolları tükendiği için AİHM'ye gittik. Hedefimiz başka şey değil, itibar davası. İtibarın değeri para ile ölçülemez."

Babam 83 yaşında çalışıyor, çünkü çalışmak onun hobisi

Selçuk Bey gelip gidiyor mu işe?
Geliyor. Sağlıklı olunca çalışmak çok önemli bir şey. Çalışınca o enerji devam ediyor. Bir de o jenerasyonun başka hobileri yok, işi hobi haline getirmiş. Dolayısıyla işte dinleniyor. Balık çiftliğine gider oksijen, temiz hava. O aynı zamanda işi, hobisi. Uzun süreler iş hayatında kalınabilir eğer kişi sevdiği bir işi yapıyorsa... Sevmiyorsanız emeklilik ondan kaçış oluyor.
Yaşlılıkta daha az sorumluluk alarak daha farklı konularda üretkenlik olabiliyor. Bir de 'Mesajlar' yazıyor. Geçmişi değerlendiriyor. İlle de başarı şart da değil, üretkenlik, yaratıcılık varsa, peşinizden bazı insanları da sürükleyebiliyorsanız, liderseniz motivasyon oluyor.
Hâlâ yapmak istediğiniz şeylerin olması çok önemli, güzel bir şey. Babam 83 yaşında, sağlıklı. Ciddi bir problemi yok. Mühim hiçbir sağlık problemi yok. Sigara günde bir iki tane hep içti... İçki yok, gençlikte ülser olmuş, o yüzden içemez.

Yaşar Grubu'nun rakamları
· 2007'yi 1.8 milyar YTL ciro ile kapattı
· 2007 yılı büyüme oranı yüzde 22
· Dış ticareti 500 milyon dolar
· Grupta 29 şirket bulunuyor
· İstihdam 10 bin kişi
· 2008 ciro hedefi 2.1 milyar YTL
· Yeni projeler:
· - Boyada yabancı ortaklık
· - Körfez'de gıda yatırımı
· - Büyük bir gayrimenkul projesi
· - Su üretiminde yeni hatların açılması

Grubun faaliyet gösterdiği sektörler
· Gıda ve içecek
· Boya
· Kağıt
· Tic aret ve hizmetler
· Turizm
· Enerji
· Bilgi işlem
· Dış ticaret
Sektörlerin grubun iş hacmi payı
Gıda yüzde
65
Boya yüzde
25
Diğer yüzde
10
 
 
 
MİGROS'UN YÜZDE 51'İ 1.98 MİLYAR YTL'YE SATILDI
Alıcı BC Partners, kaptan köşküne Özaydınlı geçiyor
Koç, Migros'u BC Partners'a sattı. Migros'un başına Bülend Özaydınlı'nın geçeceği açıklandı. Koç CEO'su Bulgurlu, "Fiyat Türkiye'ye, Koç'a ve Migros'a güvenin ifadesi" dedi


EKONOMİ SERVİSİ

Koç Holding CEO'su Bülent Bulgurlu, Migros'taki yüzde 50.83 oranındaki Koç hissesinin BC Partners'e, hisse başına 21.85 YTL fiyatla toplam 1.977 milyar YTL bedelle sattıklarını, bu fiyatın Migros'un piyasa fiyatının üzerinde olduğunu vurguladı.
Bulgurlu, dünyada ABD'deki mortgage krizi kaynaklı dalgalanmaya rağmen Migros'un değerinin üzerinde bir bedelle satılmasının önemine dikkat çekerek, "Böyle bir ortam içinde Migros'a olan ilgi sadece Migros'la sınırlı kalmıyor bence. Başta Türkiye ekonomisi, onun peşinde Koç Holding, onun peşinde de Migros'a olan güvenin göstergesidir" dedi. Borsa uzmanları da Migros'un piyasa değerinin yüzde 11 üzerinde satıldığına dikkat çekti.
Borç ödenecek
Bulgurlu, Migros'un satışı ile ilgili olarak düzenlenen basın toplantısında satışın pazarlık usulü yapıldığını ve satış bedelinin 20 milyon YTL'sinin imza tarihinde, 1.957 milyar YTL bakiye tutarın da devir tarihinde ödeneceğini söyledi.
Elde edilen 1.977 milyar YTL gelirin önemli bir kısmının holdingin Tüpraş alımından kaynaklanan borçlarını kapatacağını belirten Bulgurlu, geriye kalan kısımla da yeni yatırımlar yapılabileceğini söyledi.
Gerekli onaylar alınarak anlaşmanın 3 - 4 ay içinde tamamlanmasını beklediklerini kaydeden Bulgurlu, Koç Holding'in dayanıklı tüketim, enerji, otomotiv ve finansal hizmetler olmak üzere dört ana faaliyet dalındaki çalışmalarına devam edeceğini söyledi.
74.5 milyar YTL ciro
Bulgurlu şöyle konuştu:
"Grup, yatırımlarına hız verecek. Yeni projelerimiz dayanıklı tüketim ve otomotiv sektöründe iç pazarda sürekli büyümenin yanında, yeni pazarları içeriyor. Enerji yatırımlarına hazırlanıyoruz.
Bankacılık sektöründe iddialı büyüme projelerimiz devam ediyor. Bazı özelleştirme projeleriyle yakından ilgilenmekteyiz. Stratejilerimizi sürekli güncelleştirerek, gerektiğinde bundan sonra da radikal adımlar atmaktan çekinmeyeceğiz."
Bulgurlu, Koç Holding'in Migros satışına rağmen 2007 yılında kombine olarak 74.5 milyar YTL ciro beklediğini, bu yıl hedefin 81 milyar YTL olduğunu söyledi.
Koç Holding, daha önce de Migros'un yurtdışı yatırımları durumundaki Ramstore'ları ortağı ENKA'ya satmıştı.
BC Partners'a yapılan satışla birlikte, Migros'un piyasa değeri 3.27 milyar dolara gelmiş oldu.

Karar Özaydınlı'nın

Bulgurlu, Bülend Özaydınlı ile ilgili bir soruya karşılık, "Bülend Özaydınlı Bey yıllarca beraber çalıştığımız bir arkadaşımız. Buranın CEO'luğunu götürmüş olan bir arkadaşımızdır. Kendisi son derece kıymetlidir, stratejilerimizin bir parçasıdır. Dolayısıyla, kendi vereceği kararlar, edindiği tecrübeler kendisini ilgilendirir" diye konuştu. Bulgurlu, gıda perakende sektöründe yüzde 22'lik payı ile lider olan Migros'a kuruluşundan bu yana emek veren başta Vehbi Koç olmak üzere herkese minnetlerini ve teşekkürlerini sundu.

Ortak ve CEO olacak

1990 - 2000 yılları arasında, 10 yıl süreyle Migros'un Genel Müdürlük koltuğunda oturan ve Koç Holding CEO'luk görevinden de "Migros'un satışını istemediği için ayrıldığı" belirtilen Bülend Özaydınlı, sekiz yıl aradan sonra yeniden Migros'un başına 'ortak ve CEO' olarak dönüyor.
Dün sabah saatlerinde İstanbul'da Migros'un satılması konusunda açıklamalar yapılırken, yabancı ajanslar da alıcı şirket BC Partners kaynaklarına dayandırdıkları haberlerinde, Migros'un başına Bülend Özaydınlı'nın getirileceğini duyurdular. "Migros'a yapılan bu yatırımın hızlı büyüyen perakende pazarında kendilerine güçlü bir konum sağladığını" belirten BC Partners'ın kıdemli yöneticisi Nikos Stathopoulos'a atfen yapılan açıklamalarda, Koç Holding ve Migros'un eski CEO'su Bülend Özaydınlı'nın Migros'un başına getirileceği bildirildi.
Migros'un satışı sürecinde, bazı alıcıların, şirketin ve Koç Holding'in eski CEO'su Bülend Özaydınlı ile temasa geçtikleri konuşulmuş, ancak bu bilgi Özaydınlı ve muhtemel alıcılar tarafından doğrulanmamıştı.
BC Partners tarafından yapılan resmi açıklamada da Turkven ve DeA Capital'in de satın almada azınlık hissedarlar olarak yer aldığı belirtilerek, "Koç Holding ve Migros Türk'ün eski CEO'su Bülend Özaydınlı grubun yeni yönetim kurulu başkanı ve ortağı olacaktır" denildi.
Migros, bu aşamada resmi olarak BC Partners'ın şirketi Moonlight'a devredilecek. Ancak alıcı üç ortağın yeni bir şirket kurarak devrin yeni şirket üzerinden gerçekleştirilmesi de gündemde. Özaydınlı da bu şirkete hissedar olarak katılacak ve Migros'un ortağı olacak.

BC Partners, çağrı yapacak

BC Partners'ın alımının finansmanını Garanti, İş Bankası ve Vakıfbank yapacak. Anlaşmanın tamamlanmasının ardından küçük yatırımcılara yönelik borsada çağrıda bulunulacak. BC Partners, daha sonra ortak olarak Turkven ve DeA Capital'i alacak. DeA Capital'in Migros hisselerinin bir kısmı için BC Partners'e 256 milyon dolar vereceği belirtildi.
BC Partners: Cenevre, Hamburg, Londra, Milan, New York ve Paris'te işletilen uluslararası özel bir sermaye fon şirketi. 20 yılda dünya genelinde 66 firmayla yaptığı yatırımların toplam değeri yaklaşık 61 milyar euro'yu buluyor.
En son yatırımlarının içinde Intelsat, Brennag, Amadeus, Hyatt Regency, Dometic, Picard Surgeles, SEAT Pagine Gialle ve Unity Media bulunuyor.
Turkven: Türk girişim sermayesi şirketi olan Turkven'in 6 ortağı var. Bunlar IFC (Dünya Bankası), Finansbank'ı satın alan Yunan NBG, DEG (Alman Kalkınma Bankası), FMO (Hollanda Kalkınma Bankası), TTGV (Türk Teknoloji Geliştirme Vakfı) ve EIB (Avrupa Yatırım Bankası).
Turkven bugüne kadar Uno, Intercity, Provus ve Pronet gibi şirketlere yatırım yaptı. Turkven girişim sermayesi ve gayrimenkul alanlarında 700 milyon dolarlık fon yönetiyor.
DeA Capital: Hisseleri Milano Borsası'nda işlem gören bir özel sermaye yatırım fonu şirketi. Hisselerinin yaklaşık yüzde 58'i De Agostini SpA'nin elinde bulunuyor.
30 Eylül 2007 itibariyle Dea Capital'ın konsolide net sermayesi 862 milyon euro ve tamamlanmış yatırımlarının değeri 463 milyon euro'yu buluyor.

Satış arabalarıyla başladı, 961 mağazaya ulaştı

İsviçre Migros Kooperatifler Birliği ve İstanbul Belediyesi'nin girişimi ile 1954'te kurulan ve yolculuğuna İstanbul'da tüketim maddelerini tüketicilere 45 satış arabasıyla ulaştırarak başlayan Migros, bugün yurtiçi hem yurtdışı olmak üzere 961 mağaza sayısına ulaştı.
Çoğunluk hisseleri 1975 yılında Koç'a devredilen Migros, 1989 yılı sonunda 2 büyük ilde 34 mağazayla hizmet vermeye başladı ve 1991 yılında halka açıldı. Şirketin şu anda yüzde 49'u halka açık bulunuyor.
1996'da yurtdışına açıldı
Migros elde ettiği deneyimle uluslararası pazarlarda yer alma ve genişleme kararını ilk kez 1996 yılında Bakü'de açtığı Ramstore ile gerçekleştirdi. Bu yatırımını 1997'de Rusya, 1999'da Kazakistan, 2000'de Bulgaristan, 2005'de Makedonya ve 2006'da Kırgızistan izledi.
2005 yılında Tansaş'ı satın alarak büyük bir birleşmeye imza attı.
Migros Türk yurtiçinde müşterilerine Migros, Tansaş, Şok, Macrocenter, Kangurum formatları ile hizmet sunarken geçen eylül ayında format zenginliğine bir yenisini ekleyerek, içinde mutfağı, satın alınan malın tüketilebildiği kafeyi, istenilen karışımda taze sıkma meyve/sebze suyunun hazırlandığı 5M hipermarketleri müşterileri ile tanıştırdı.
Yurtdışında da Azerbaycan'da 3, Kazakistan'da 9, Kırgızistan'da 1, Makedonya'da 2 olmak üzere 15 Ramstore'u bulunuyor. Koç Holding Rusya'daki Ramstore'ları ENKA'ya satarak, Rusya operasyonundan çıkılmıştı.
2007 yılı sonu itibariyle yurtiçi mağaza sayısını 938'e çıkarmayı başaran Migros Türk, 576 bin metrekare net satış alanına sahip. 2007 sonu itibariyle 220 Migros, 247 Tansaş, 460 Şok, 3 5M, 8 Macrocenter tüm Türkiye'de hizmet veriyor. Böylece Migros 2007 yılında haftada ortalama 3 yeni mağaza açma deneyim ve altyapısına sahip. Migros 2008'de yurtiçi mağaza sayısını 946'ya yükselterek, yurtdışı ile toplam 961 mağaza sayısına ulaştı.

Şok ve Sanal Merkez de satıldı

Hisse devri gerçekleşmeden önce Migros'un aktifinde bulunan Koçtaş, Tat Konserve, Tanı Pazarlama ve Entek hisselerinin tamamı Koç Holding tarafından, Şok ve Sanal Merkez'de Koç'un sahip olduğu hisseler ise Migros tarafından satın alınacak.
Bu arada Migros'un bünyesindeki bütün gayrimenkul ve alışveriş merkezleri de BC Partners'e devroluyor. Satışa, Migros'un daha önce ENKA'ya sattığı Rusya Ramstorlar dışındaki, halen elinde bulunan 15 Ramstore da dahil.
Koç Holding'in Migros hisselerinin satışı için sözleşme imzaladığı açıklamasının ardından Migros hisselerindeki değer kaybı yüzde 3.54'ü buldu. Koç hisseleri yüzde 1.69 değer kazandı.
 
Cari işlemler açığı 38 milyar dolara çıktı
Cari açık, 2007 yılında önceki yıla göre yüzde 18 artışla 37.9 milyar dolar oldu. Aralık 2007'de cari açık önceki yılın aynı ayına göre yüzde 71.1 arttı
EKONOMİ SERVİSİ

Cari işlemler açığı 2007'de, 2006'ya göre yüzde 18 artarak 37 milyar 996 milyon dolara çıktı.
Merkez Bankası, 2007 Yılı Ödemeler Dengesi Gelişmeleri'ni açıkladı. 2007 Aralık'ta cari açık, bir önceki yılın aynı ayıyla karşılaştırıldığında yüzde 71.7 artarak 2.998 milyon dolardan 5.149 milyon dolara yükseldi. Açığın bu ölçüde yüksek çıkmasında dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58.6 artması ve hizmetler kalemindeki fazlanın yüzde 58.6 azalması etkili oldu. 2006 yılında cari açık 32 milyar 193 milyon dolardı.
Neler oldu?
2007 yılı Ocak - Aralık dönemi verilerine göre:
· Dış ticaret dengesi, önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 14.9 artarak 47 milyar 498 milyon dolar açık verdi.
· Net turizm gelirleri yüzde 7.9 artışla 15.227 milyon dolar oldu.
· Yurtdışı müteahhitlik gelirleri net döviz girişi, yüzde 13.7 azalarak 759 milyon dolar oldu.
· Hizmetler Dengesi yüzde 1.7 artışla 14.070 milyon dolar fazla verdi.
· Doğrudan yatırımlar ve faizlerden oluşan diğer yatırımlarda gerçekleşen net çıkışlar, sırasıyla 1.798 milyon ve 5.273 milyon dolar olurken portföy yatırımlarından kaynaklanan net girişler 383 milyon dolara ulaştı.
· Faiz giderleri yüzde 17.5 artarak 7.431 milyon dolar oldu.
· Cari transferler yüzde 16.7 büyüyerek 2.226 milyon dolar giriş kaydetti.
· İşçi gelirleri, yüzde 8.8 büyüyerek 1.209 milyon dolar gelir oluşturdu.
· Net sermaye girişi, bir önceki yıla oranla yüzde 18.8 artarak 38.411 milyon dolar oldu.
· Doğrudan net yabancı yatırımlar, yüzde 9.8 artışla 21.873 milyon dolara yükseldi.
· Yabancıların gayrimenkul alımı yüzde 1 artışla 2.952 milyon dolar oldu.
· Yurtiçi yerleşiklerin yurtdışında yaptıkları net yatırımlar 2.107 milyon dolara çıktı.
· Portföy yatırımlarında 717 milyon dolar net giriş gerçekleşti.
· Devlet iç borçlanma senetlerinde yabancılar, 12 ayda toplam 3.281 milyon dolar net satım yaptı.
· Bankacılık sektörünün yurtdışından sağladığı net kredi miktarı, yüzde 8.2 azalarak 5.340 milyon dolar oldu.
· Diğer sektörlerin net kredi miktarı ise yüzde 41.4 artarak 27.381 milyon dolara ulaştı.
· Yurtdışında yerleşik kişilerce bankalarda tutulan mevduatta 2.673 milyon dolar net düşüş gözlendi.
 
Kale grubu, yarım asırlık çınar oldu

Kale grubunun 50'nci yılı çok sayıda davetlinin katıldığı görkemli bir resepsiyonla kutlandı. Başkan Zeynep Bodur Okyay, dünya çapında başarılarla yeni 50 yıllara ulaşacaklarını söyledi


EKONOMİ SERVİSİ

Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşlarından Kale grubunun 50'nci yılı, İstanbul'da düzenlenen görkemli bir resepsiyonla kutlandı.
Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'ndaki törende konuşan Kale grubu kurucusu İbrahim Bodur, Türk ekonomisine hizmete devam ettiklerini belirterek, kendisiyle Kale grubu bayrağını taşıyanlara şükran borçlu olduğunu ifade etti.
Bodur, 27 Temmuz 2007'de bayrağı kızı Zeynep Bodur Okyay'a teslim ettiğini, Okyay'ın da bu bayrağı çalışma arkadaşlarıyla daha ileriye götüreceğine inandığını kaydetti.
'Daha yapacak çok iş var'
Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay da 1957 yılında İbrahim Bodur'un girişimiyle Çanakkale'nin Çan ilçesinde başlayan yolculuklarında 50 yılı geride bırakırken, 2007 itibariyle seramik başta olmak üzere hammadde, savunma sanayii ve havacılık, yapı kimyasalları, boya, enerji, turizm ve lojistik sektörlerinde faaliyet gösteren bayileri ve iş ortakları ile yaklaşık 10 bin kişilik büyük aile yapısına ulaştıklarını anlattı.
Okyay, Kale ailesinin bugün 60'ın üzerinde ülkeye ihracat yapmanın ve yılda 1.2 milyar dolarlık satış gerçekleştirmenin gururunu yaşadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"İbrahim Bodur Bey'in gerçekleştirdikleri, ilkeleri ve vizyonu, Kale ailesinin bundan sonraki yolculuğunda düsturumuz olacaktır. Bayrak yarışında biz ikinci jenerasyon olarak geleneksel değerlerimiz ile çağdaş yönetim ilkelerini bütünleştiren vizyonumuz sayesinde kurucumuzun bize bıraktığı çalışma ilkelerine, iş kültürüne sahip çıkarak, dünya çapında başarılara imza atarak devam etmeye azimliyiz. Daha yapacağımız çok iş var.
İleriye dönük plan ve hedeflerimizde geçmişimiz, geleceğimizin güvencesi olacak. Önemli olan sadece büyümek ve kazanmak değil, sürekli gelişim ile sürdürülebilir rekabet gücünü sağlayacak ve geleceği güvence altına alan stratejileri geliştirmektir. Önümüzdeki 50 yıllara da bu anlayışla yol alacağız."

Erener - Atakoğlu konseri

Resepsiyondaki konuşmaların ardından davetliler, Sertab Erener ve Fahir Atakoğlu'nun konserini izledi. Resepsiyona, Bayındırlık Bakanı Faruk Özak'ın yanı sıra İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, eski Sanayi Bakanı Ali Coşkun ile Bülent Eczacıbaşı ve Asım Kocabıyık'ın da aralarında olduğu çok sayıda işadamı katıldı.
 
2009 ÜRETİM HEDEFİ: 400 BİN ADET
Tofaş Türkiye rekoru kırmaya hazırlanıyor

Geçen yıl üretim adetleri açısından kendi rekorunu 15 yıl sonra kıran Tofaş, 2009 yılında 400 bin adet üretim yaparak Türkiye rekoru kırabilmek için kolları sıvadı
LEVENT KÖPRÜLÜ
 
 

Geçen yıl üretimine Linea ve Mini Cargo projelerini de dahil ederek 1993'te elde ettiği 200 binlik rekoru geçmeyi başaran Tofaş, gelecek yıl 400 bin adetlik üretime ulaşmayı ve Türkiye'de bir otomobil firmasının yapmadığı üretim rekorlarına imza atmaya hazırlanıyor.
Tofaş CEO'su Ali Pandır, dünya otomotiv sektöründe çok sık rastlanmayan bir başarıyla geçen yıl iki modeli birden, aynı anda üretime alıp, pazara sunduklarını belirterek, bu başarılarını daha ileriye taşıma çabasında olduklarını söyledi. Fiat'ın tüm dünyada geçen yıl 2 milyon civarında araç ürettiğini, Tofaş'ın tek başına bu rakamın yüzde 20'sini ürettiğine dikkat çeken Pandır, böylelikle Fiat'ın dünya çapındaki üslerinden biri haline gelme hedeflerine emin adımlarla ilerlediklerini bildirdi.
"Otosan'ı geçemeyiz"
Bursa'daki fabrikanın geçen yıl kendi üretim rekorunu kırarak 215 bin araç ürettiğini, bu yıl da yüzde 65'lik artışla yaklaşık 350-360 bin adet üretmeyi hedeflediklerini söyleyen Pandır, "Fabrikamız, Mini Cargo üretimine başladığından bu yana üretimini sürekli artırıyor. Geçen iki haftada üretim günde 1.000 adedi geçti. 1.500 adede doğru yol alıyoruz" dedi.
Mini Cargo projesinin yeni versiyonlarıyla birlikte üretimin artmaya devam edeceğini söyleyen Pandır, bunun ihracatta da kendisini göstereceğini belirtti.
Geçen yıl üretimlerinin büyük bir bölümünü ihraç ederek, 146 bin adetle rekorkırdıklarını hatırlatan Tofaş CEO'su Ali Pandır, bu yıl ihracatta da adetsel açıdan birinci olabileceklerini ifade etti.
Pandır, ihracat geliri açısından Ford Otosan'ın ilk sırada yer aldığının hatırlatılması ve bu miktarı geçip geçemeyeceklerinin sorulması üzerine de "İhracat geliri açısından geçebileceğimizi pek sanmıyorum. Ancak adetler açısından bu olabilir" yanıtını verdi.
Önce Doblo, ardından da Mini Cargo projesiyle Ar-Ge yetkinliklerini ispatladıkları belirten Ali Pandır, yeni gelecek "263" projesiyle birlikte de bunu daha da ileri götürmeyi amaçladıklarını söyledi.
"Doblo hız kesmiyor"
Dünya çapında bir Ar-Ge merkezi olma yolunda ilerlediklerini, cirolarının yüzde 5'ine yakınını ayırarak ciddi bir yatırım gerçekleştirdiklerini bildiren Pandır, Ar-Ge'ye bu yıl 230 milyon YTL harcayacaklarını, 300 olan personel sayısını da ikiye katlayacaklarını ekledi.
Pandır, 2008'de kendilerine dört öncelik belirlediklerini, bunların arasında büyümeye devam etmek ve kalitede mükemmelleşmeyi daha da ileri bir aşamaya taşımak gibi hedefler bulunduğunun da altını çizdi.
Mini Cargo projesinin hız kazanmasına ve üretim adetleri artmasına karşın gözbebekleri Doblo'nun hız kesmediğini de anlatan Pandır, "İlgi hiç eksilmiyor. Özellikle İtalya ve diğer pazarlardan yüksek siparişler alıyoruz" dedi.


Ferrari almak için 16 aydır bekliyorlar

Tofaş bünyesinde Ferrari ve Maserati'nin Türkiye distribütörlüğünü yürüten FerMas, geçtiğimiz yıl her iki markanın satışlarını 57 adede ulaştırdı. Fermas Genel Müdürü Orhan Ülgür, geçen yıl toplam 28 adet Maserati satıldığını, Ferrari satışlarının ise 29 adede ulaştığını belirtti. Bu rakamları 2008'de daha ileri götürmeyi amaçladıklarını söyleyen Ülgür, 599 GTB Fiorano modelinin büyük ilgi gördüğüne dikkat çekti.
599 GTB için ön ödemesini yapmış 7 müşteri olduğunu ve bu müşterilerin araçlarını beklediğini hatırlatan Ülgür, "Başka markalara gitmeleri mümkün olabilecekken, Ferrari için beklemeyi göze aldılar. Bu araç için bekleme süreleri 15-16 ayı buluyor" dedi.
Lancia Delta gelecek
Alfa Romeo/Lancia Marka Direktörü Altan Aytaç da, 2007'nin Alfa Romeo ve Lancia için başlangıçlar yılı olduğunun altını çizdi.
Lancia markasını Ypsilon modeliyle ve farklı bir pazarlama yöntemiyle Türkiye'de satışa sunduklarını anlatan Aytaç, Alfa Romeo'nun da yeniden yapılanma planlarını uyguladığını söyledi. Alfa'nın 2008'de mevcut modellerle yürüyeceğini söyleyen Aytaç, Lancia'ya yılın ikinci yarısında "Delta" modelinin katılacağını sözlerine ekledi.
 
KOÇ HOLDİNG BAŞKANI MUSTAFA KOÇ: RAKİPLER ZORLU AMA HEDEFİMİZ LİDERLİK
YKB 3 basamak zıplayacak
Yapı Kredi'nin ortağı UniCredit'in üst yönetimiyle bir araya gelen Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Yapı Kredi'nin 2008'de agresif bir şekilde büyüyeceğini söyledi


EKONOMİ SERVİSİ

Yapı Kredi'de yüzde 50 ortaklığı olan İtalyan UniCredit'in Yönetim Kurulu Başkanı Dieter Rampl ve CEO'su Alessandro Profumo'yla birlikte İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyen Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, şu anda özel bankalar içinde dördüncü sırada yer alan Yapı Kredi'nin iki - üç basamak yukarıya çıkacağını söyledi.
UniCredit ile 2002'de başlayan ortaklığı Türkiye'de yabancılarla yapılan işbirliklerine örnek gösteren Koç şöyle dedi:
"Ortağımızla birlikte Yapı Kredi Bankası'nı, Türkiye'de her alanda liderlik konumuna yükseltmeyi amaçlıyoruz. Emin adımlarla ilerliyoruz. Hamlelerimizi buna göre gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Rakiplerimiz zorluklardan biri olacak. Rakipler çok agresif o yüzden çok zorlu görevimiz var. İki - üç sıra üste çıkma görevimiz var ve bunu yapabileceğimize inanıyorum."
'Diğer bankalara örnek olduk'
UniCredit ile Koç grubu arasında geçen yıllar içinde büyük bir sinerji oluştuğunu ve her iki grubun birleşen vizyonla UniCredit'in bugün Avrupa'nın üçüncü büyük bankası haline geldiğini söyleyen Koç, "Ortak vizyonumuz ve inancımızla şimdi de Yapı Kredi'yi Türkiye'nin en iyi ve lider bankası yapmayı hedefliyoruz. UniCredit'in yatırımları ve buradaki varlığı Türkiye'ye ve Koç grubuna güvenin de temel göstergesidir" dedi.
UniCredit ile olan ortaklıklarının bu başarı öyküleri arasında apayrı bir yeri olduğunu belirten Koç, henüz Türk bankacılık sektörüne yoğun yabancı sermaye ilgisinin olmadığı dönemlerde başlayan işbirliğinin Yapı Kredi'nin de katılımıyla sağlıklı bir biçimde yürüdüğünü söyledi.
'Organik büyüyeceğiz'
Koç, Türkiye'de UniCredit ile yeni bir banka satın alma planları olup olmadığına ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
"UniCredit ile Türkiye'deki ortaklığımız diğer Avrupa ülkelerindekine benzemiyor. Çünkü Yapı Kredi'de yüzde 50 - 50 ortaklığımız var. Biz organik büyümeyi hedefliyoruz. Önümüze yeni bir fırsat gelirse oturur değerlendiririz. Piyasada çok agresif bir rekabet var. Zirveye doğru iki - üç sıra atlamayı hedefliyoruz. Büyüme hedefimiz var."
Profumo: Tepedekilerin işi zor
UniCredit'in CEO'su Alessandro Profumo ise büyüme ile ilgili soruyu şöyle yanıtladı:
"Önümüzde bir özelleştirme projesi yok. O yüzden organik büyüme yaklaşımı içindeyiz. Yapı Kredi 2009 sonuna kadar 400 yeni şube daha açmayı planlıyor. 400 yeni şube yeni bir banka demektir, neredeyse."
Yapı Kredi'nin özel sektör bankaları içinde dördüncü sırada yer aldığını belirten Profumo "Demek ki önümüzde liderliğe doğru iki - üç basamak atlama şansımız var. Tepedekilerin işi daha zor. Çünkü orada kalamayabilirsiniz" şeklinde konuştu.


'Sonsuza kadar kalabiliriz'

UniCredit'in CEO'su Alessandro Profumo, 2002'de Türkiye'ye gelerek doğru seçimi yaptıklarını, Türkiye'nin bankacılıkta büyük potansiyel içerdiğini iletti. Profumo, Türkiye'de birleşmenin ardından büyüme atağına geçtiklerini, son çeyrekteki rakamların çok olumlu olduğunu ve pazar paylarını bütün sahalarda geri kazandıklarını belirterek şu anda 3. ya da 4. sırada oldukları için çok rahat bir pozisyonda bulunduklarını söyledi.
Profumo, "Türkiye'ye geldiğimizde 6 yılın ardından durum nereye gider diye bir şüphe vardı. Ama bu kadar süre sonra baktığımızda, belki sonsuza kadar burada yatırımcı kalabiliriz. Bu kadar önemli bir ülke" dedi.


'Türklerden öğreniyoruz'

UniCredit Yönetim Kurulu Başkanı Dieter Rampl, Türkiye'de özelleştirmenin etkili ve dengeli bir yolla başarıldığını, Türkiye'nin başarı öyküsünün artık geçerli bir hale geldiğini söyledi. Rampl, Türkiye'nin yalnızca önemli bir iç piyasa değil, aynı zamanda gelecekteki planları için önemli bir ortak olduğunu da ifade etti.
Rampl, kendilerinin de bu başarı hikâyesine bir miktar katkıda bulunduğu düşüncesinde olduğunu belirterek, Türkiye'deki meslektaşlarından çok şey öğrendiklerini söyledi.
Rampl, Orta Asya bölgesindeki ülkelerin yakın gelecekte uluslararası ekonominin yeni liderleri haline geleceğini kaydetti.


'Migros değerinin üzerinde satıldı'

Mustafa Koç, Migros'un satışıyla ilgili olarak "Bu alımın bilhassa bir yatırım fonu tarafından yapılması, gerek Koç Topluluğu, gerek Migros, gerekse Türk ekonomisine duyulan güvenin çok önemli bir işaretidir" dedi.
Migros'un satışından gelecek parayla öncelikle
grubun açık pozisyonunun kapatılacağını belirten Koç, ardından odaklandıkları dört sektörde daha da güçlenmeyi düşündüklerini söyledi.
Migros'un piyasa değerinin yüzde 10 kadar üzerinde satıldığını belirten Koç, Koç grubunun şu andaki açık pozisyonunun 5 milyar dolar olduğunu iletti.


2009'da 1000 şube olacak

Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Tayfun Bayazıt, büyüme odaklı bir strateji izlediklerini belirterek, 2007'de 60 yeni şube hedeflerken bu sayının 80'e çıktığını, 2008'de 160 yeni şube daha açacaklarını ve 2009 sonunda şube sayısını bine ulaştıracaklarını söyledi.
Bayazıt, 2007'nin üçüncü ve dördüncü çeyreklerinde konut kredileri, destek kredileri ve taşıt kredilerinde pazar paylarını ve hacimlerini önemli oranda artırdıklarını ve bu eğilimin 2008'de de süreceğini bildirdi. Tayfun Bayazıt, 2008'de sektör ortalamasının üzerinde bir büyüme hedeflediklerini bireysel krediler ve KOBİ bankacılığındaki etkinliklerini daha da artıracaklarını belirtti.


'ABD'de kriz yaşanmıyor'

Küresel ekonomide krizler ve çalkantılar yaşanırken UniCredit olarak Türkiye pazarına neden çok olumlu baktıkları yönündeki bir soruyu Profumo şu yanıtı verdi:
"Bir kere krizden söz ederken kelimeleri dikkatli seçmeliyiz. Dünya ekonomisinde değil, finans sisteminde krizden söz edilebilir. Bazı finans kuruluşlarının likidite krizinden olumsuz etkilenmeleri söz konusu olabilir. ABD ekonomisinde bir sorun var ama bunun bırakın krizi, henüz bir durgunluk olup olmadığı tartışılıyor. Ayrıca ABD ekonomisinin çok hızlı toparlanma yeteneği var. Dünyanın doğusuna baktığımızda ise çok önemli bir büyüme trendi görüyoruz."
 
Arçelik ve Vestel 'global 250' liginde
EKONOMİ SERVİSİ

Araştırma şirketinin Deloitte'un yayımladığı 'Tüketici Ürünleri Sektörünün Küresel Güçleri' raporunda, pazarın en büyük 250 firması sıralandı.
En büyük 250 şirketinin bir önceki yıla göre yüzde 8.4 büyüme sağladığına dikkat çekilen raporda, 2006'da toplam cironun 2.65 trilyon dolara ulaştığı tüketici ürünleri sektörünün devleri arasına Türkiye'den Arçelik 127'nci, Vestel 162'nci sıradan girdi.
Listede ilk üç sırayı gıda, içecek ve tütün grubu Altria ile elektronik devleri Hewlett-Packard (HP) ve Samsung paylaştılar.
Birinci Altria grubu
Listede ilk sırayı 101 milyar 407 milyon dolarlık net satışla Altria grubu, ikinci sırayı 91 milyar 658 milyon dolarlık net satış rakamıyla HP, üçüncü sırayı 90 milyar 551 milyon dolarlık net satışla Samsung Electronics aldı. Bu üç şirketi 78 milyar 625 milyon dolarla Nestle, 77 milyar 966 milyon dolar ile Matsushita ve 76 milyar 476 milyon dolar ile Procter & Gamble izledi.
Listede birinci sırada yer alan Altria grubu geçen yıl Kraft Foods şirketini satmıştı ve bu yıl da Philip Morris şirketini satarak tütün işinden çıkmayı planlıyor.
Bölgesinde büyüyenler
Listede Türkiye'den Arçelik 4 milyar 885 milyon dolar ile 127'nci olurken, Vestel de 3 milyar 672 milyon dolar ile 162'nci sırada yer aldı.
250 firmalık genel sıralamanın yanı sıra rapor içerisinde yapılan farklı sıralamalarda da Arçelik ve Vestel önemli başarılar gösterdi. Buna göre, Ortadoğu - Afrika bölgesinde tüketim ürünleri firmaları arasında Arçelik en büyük 2'nci, Vestel ise en büyük 3'üncü firma olarak yer aldı.
Arçelik, dünyanın en büyük 10 beyaz eşya ve elektrikli küçük ev aletleri firması arasında 6'ıncı sırada yer aldı.
Bu listede birinci sırada Sanyo yer alırken, Sanyo'yu Whirlpool, Electrolux, BSH ve Steinhoff International takip ediyor. Vestel ise en hızlı büyüyen 50 tüketim ürümleri firması arasında 32'nci sırada yer aldı.
Sektörde en fazla ağırlığın gıda, içecek ve tütün alanında çalışan şirketlerde olduğunu, bunları elektronik üreticilerinin izlediğini vurgulayan Deloitte raporunda, sektördeki yeni trendlerin birçok şirketi zorladığı vurgulandı.
 
Ruslar THY'nin rotasını değiştirdi
DİNÇER ŞEREF İstanbul

Türk Hava Yolları (THY) artan Rus yolcu pazarı nedeniyle rotasını Rusya pazarına çevirdi. Halen Rusya'da 5 hatta uçan THY, bu hatlarda sefer sayısını artırırken, yeni hatlar da açmaya hazırlanıyor.
Rusya pazarından oldukça memnun olan THY, 2007 yılında Rusya uçuşlarında yüzde 70'in üzerinde doluluk oranı yakaladı. THY, 2008'de bu pazarda önce Ufa hattını açmayı planlayarak hedef büyüttü. Halen Moskova, Rostov, Kazan, Ekaterinburg, St.Petersburg'dan İstanbul'a uçan THY, 2008 yılı içinde bu hatlardaki sefer sayılarını artırma kararı aldı. THY yetkilileri, yaz döneminde Rus yolcuların Akdeniz'i tercih etmelerinden dolayı Moskova, Rostov, Kazan, Ekaterinburg, St.Petersburg'dan Antalya'ya direkt seferler koymayı planladıklarını belirtti.
THY, Rusya'da en son açtığı Rostov'a Boeing 737-400 veya 800 tipi uçaklarla gidiyor. İstanbul'dan Rostov'a pazartesi, çarşamba ve cumartesi günleri 21.45'te kalkan THY uçağı yaklaşık 2 saat sonra şehir merkezine 10 dakika mesafade olan Rostov Havalimanı'na iniyor. Mart 2006'da Rostov seferlerine başlayan THY kısa sürede yüzde 80 doluluk oranına erişirken, nisan ayında da Rostov'dan Antalya seferlerine başlayacak.
THY'nin 2008 yılı içinde İstanbul'dan uçmayı planladığı Ufa, 17 yüzyılda Rus egemenliğine giren, nüfusunun neredeyse tamamını 'Başkurt' adlı Türk boyunun oluşturduğu bir şehir.
 
Factoring şirketlerine vergi incelemesi
AA

Maliye Bakanlığı, Türkiye'de faaliyet gösteren factoring şirketleri nezdinde, geniş kapsamlı bir vergi incelemesi başlatıyor. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın da onayının ardından factoring şirketleriyle ilgili yapılan ön araştırmada Türkiye'nin ABD'den sonra en fazla factoring şirketine sahip ülke olduğu ve şirketlerin 2007 sonunda 20 milyar dolarlık bir işlem hacmine ulaştığı tespit edildi. Maliye bakanlığı yetkilisi konuşya ilişkin şunları söyledi:
"ABD'den sonra en fazla factoring şirketi olan ülke İngiltere ile birlikte Türkiye. ABD'de 108 factoring şirketi var. İngiltere ve bizdeyse 100'er adet. Türkiye ekonomisi ile ABD ve İngiltere'yi kıyasladığında factoring şirketi sayısı açısından enteresan bir durum ortaya çıkıyor. Bizdeki şirketlerin işlem hacmi 2007 sonu itibarıyla 20 milyar dolar civarında."
Samand, Türkiye'ye uydu hedef yılda 10 bin satış
Türk standartlarına göre üretilmesinden sonra Türkiye'ye satılmaya başlanan İran otosu Samand'ın gördüğü ilgi yıllık hedefi 3 binden 10 bine yükseltti


Ebru Sungur / Tahran

Yaklaşık üç yıllık izin sürecinin ardından kasımda Türkiye'de satışa sunulan İran otomobili Samand'ın yılda 10 bin adet satılması hedefleniyor. Devlet firması İran Khodro Company'nin (IKCO) ürettiği Samand'ın Türkiye distribütörü olan MYS Otomotiv'in Genel Müdürü Yiğit Seskır, ilk anlaşmayı 3 bin adet üzerinden yaptıklarını ancak tüketicilerin yoğun ilgisi üzerine bu siparişi 10 bin adete çıkardıklarını söyledi. Samand LX'in Türkiye'de 19 bin 500 YTL'ye satıldığını belirten Seskır şu bilgileri verdi:
"Samand EL, Soren gibi modelleri de Türkiye'ye getireceğiz. Taksi piyasasını hedefleyen Samand EL'in fiyatı 16 bin YTL olacak. İran'dan getireceğimiz araçların bir kısmı orijinal doğalgazlı olacak. IKCO'yla Türkiye'de ortak üretimi de görüşüyoruz. Buna sıcak baktıkları için Bulgaristan'daki yatırım planlarını durdurdular."
Özel üretim
IKCO'nun Türkiye'ye gönderdiği Samand LX'i Türk standartlarına göre ürettiğini anlatan IKCO Genel Müdürü Dr. Manaachehr Manteghi, Samand'ın hedef piyasaları arasında komşu ülkelerin bulunduğunu söyledi. Manteghi, "Türkiye'yi hem komşu hem de Avrupa ülkesi olarak görüyoruz. Türk piyasasına girdiğimizde Avrupa'ya da girmeye başlamış oluyoruz. Türkiye'nin dışında Bulgaristan'a ihracatımız var. Bosna Hersek ve Beyaz Rusya üzerinden Polonya'ya ihracat planlıyoruz" dedi.
Yerli markalar Samand ve Soren'in yanı sıra Peugeot, Renault ve Suzuki'nin de bazı modellerinin üretildiği IKCO tesislerinde otobüs ve kamyon üreten dizel bantları da bulunuyor. İran'ın en büyük otomotiv tesisi olan IKCO'nun hedefi 10 yıl içinde global bir şirket haline gelmek.


Rakamlarla IKCO

Üretim alanı 4 milyon metrekare
Çalışan sayısı 19 bin
Yıllık üretim 750 bin adet
2013 hedefi 1 milyon 250 bin adet
İran dışı tesisler Venezuela, Suriye, Beyaz Rusya, Mısır ve Azerbaycan.
Süren yatırımlar Senegal ve Çin.


İran'ın dolarla imtihanı!

İran Sanayi Bakanı Ali Akbar Mehrabian, geçen yıl İslam Konferansı Örgütü'ne sundukları "İslami araç" önerisinin sıcak karşılandığını hatırlatarak, aralarında Türkiye'nin de olduğu birkaç ülkenin bu aracın üretimine katılmak için hazırlık yaptığını anlattı. Bu aracın başta "İslam ülkeleri" olmak üzere tüm dünyaya satılmasının düşünüldüğünü belirten Mehrabian, "İslami ülkelerdeki piyasadan faydalanmalıyız" dedi.
Türk gazetecileri kabul eden Mehrabian, bir soru üzerine, daha önce Ahmedinejad'ın dile getirdiği, "Bütün paraların karşılığı var doların yok. Dolarla alışverişi bırakıyoruz" sözlerini yineleme fırsatı buldu. Mehrabian, İran'daki petrol borsasını anlatırken de günlük işlem hacminin onlarca milyar dolar olduğunu söyledi.
Mehrabian, "Petrol borsasında işlemler dolarla mı, yoksa ağız alışkanlığıyla mı işlem hacmini dolar bazında söylediniz?" sorusunu, "İşlemler dolarla yapılmıyor. Ama doğru, ağız alışkanlığı olmuş. Bırakmalıyız" yanıtını verdi.


Humeyni ve Hamaney olmadan asla!

İran'da hemen hemen her binanın içinde ve dışında ülkenin ölen dini lideri Humeyni ile yeni lider
Hamaney'in fotoğrafları bulunuyor. IKCO'nun davet ettiği Türk gazetecileri kabul eden Sanayi Bakanı da 'fotoğraf' nedeniyle toplantı salonunu değiştirdi. Bakanlığın en üst katındaki salonda gerçekleşeceği bildirilen ziyaret, bakanlık çalışanlarının Humeyni ile Hamaney'in fotoğraflarının yer aldığı çerçeveyi Mehrabian'ın oturacağı koltuğun arkasındaki duvara asamamaları sonucu bir alt kattaki salonda yapılabildi.
 
 
 
  Bugün 6 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol